Biz bu milletin evladıyız
“Ali Ayşe’yi Seviyor” isimli aşk ve sevda eserlerini dinleyicileriyle buluşturan şair ve sanatçı Ali Kınık, ülkemizi parçalamak isteyen dış beslemelere de mesajı var: “Biz bu milletin evladıyız, bu ülkenin sahibiyiz ve biz buradayız. Figüranların rolü çok kısadır.”
Yıldıray Çiçek’ın Ali Kınık’la söyleşisi
Türk Milliyetçilerinin gönlünde taht kurmuş, Türk kültürünü, geleneğini, örf ve adetlerini sanatı, aşkı, derdi ve kederi orjinaline uygun olarak eserlerine taşıyan ve yarınlara ışık tutan şair ve sanatçı kimliğini bir arada barındıran Ali Kınık, Ortadoğu okurları için yazarımız Yıldıray Çiçek’in sorularını cevaplandırdı.
YILDIRAY ÇİÇEK : Sayın Ali Kınık, yoğun konser programınızdan bizlere ayırdığınız zaman için öncelikle teşekkürlerimi sunuyorum. Size ilk sorumuz yeni çıkan eserinizle ilgili olsun. Aralık ayı başında “Ali Ayşe’yi Seviyor” isimli aşk ve sevda eserleriyle yüklü bir çalışmanız dinleyicilerinizle buluştu. Okuyucularımıza biraz bu çalışmanızdan bahseder misiniz?
AŞK VE SEVDA ALBÜMÜ
– ALİ KINIK: Öncelikle, göstermiş olduğunuz alakadan dolayı ben size teşekkür ediyorum.
Yeni çıkan albümümüz, sizin de belirttiğiniz gibi, aşk şarkılarından oluşan bir albüm. Albümde toplam 10 şarkımız var. Bunlardan 2 tanesi (Ali Ayşe’yi Seviyor ve Bildiğin Gibi Değil ) eski şarkıların yeniden düzenlenmiş hali, geri kalan 8 şarkı ise yeni şarkılardır.
Albümde tamamen canlı enstrümanların kullanılmasına özellikle dikkat ettik. Bilgisayar ve elektronik sesleri kullanmadık. İnsanların, kendi kendine kaldığı zamanlarda, bilgisayar başında ya da bir yolculukta rahat dinleyebileceği bir albüm oluşturmaya çalıştık.
Albümdeki eserlerin 9 tanesinin söz ve müzikleri bana ait, Maça Kızı adlı eser ise Alpaslan Özcan kardeşimize aittir.
YILDIRAY ÇİÇEK : Her parçanızın yaşanmış bir öyküsü olduğunu biliyoruz. Bugüne kadar ilk kez bir albümünüzde “aşkta meydan okuyan” Ali Kınık’a rastlıyoruz. “Hadi unutsun” parçanız Ali Kınık’ın ideolojide meydan okuyan tutumunu aşka taşıması olarak yorumlanabilir mi? O şiiri yazarken neler düşündünüz?
HEP KALANLARDAN OLDUM
ALİ KINIK: Ben bugüne kadar, yaşamadığım, hissetmediğim hiçbir şeyi yazmamaya özellikle dikkat ettim. O büyüyü bozmak istemem.
Meydan okumak, hayata karşı bir duruş sahibi olmak, bir karakter meselesidir. Bu, bazen milli-siyasi meselelerde, bazen de aşkta kendini gösterebilir. Şu kısacık ama çok anlamı olan hayatta, nasıl ki “para-pul, makam, şöhret için kimseye eyvallah etmem” diyebiliyorsak, başka şeylere karşı da eyvallahımızın olmaması normal olanıdır.
Velhasıl, benim hayatım birine bol gelmişse, kendi üzerine uygun bir hayat seçme hakkı vardır. Benim yerim bellidir. Hep kalanlardan oldum.
YILDIRAY ÇİÇEK :Sizi çok yönlü bir sanatçı olarak tanıyoruz. Ancak her kesimin takdirini kazandığı gibi, dilden dile dolaşan, sloganlaşan şiirlerinizden dolayı şair yönünüzle çok daha fazla öne çıkıyorsunuz. Size Hüseyin Nihal Atsız’ın, Dilaver Cebeci’nin, Niyazı Yıldırım Gençosmanoğlu’nun ve bunun gibi birçok milli şairimizin ruhunu günümüzde en iyi yaşatan şair olduğunuz yönünde yakıştırmalar yapılıyor. Bu tür yakıştırmalara yorumunuz ne olur?
GÜÇLÜ BİR LOBİMİZ YOK
ALİ KINIK: Ben, bu saydığınız ve başka birçok ustamızdan öğrendiklerimi, kendi yorumumla, başka bir sesle insanlara sunmaya çalışıyorum. Kültürdeki devamlılığın yanı sıra, yenilik de böyle mümkündür. Ben o bayrağı emanet tutuyorum ve benden sonrakilere devretmek için sıramı bekliyorum. Türk Milliyetçileri, güçlü bir şiir geleneğine sahiptir ama “lobi”si olmadığı için yeterince vitrini oluşturulamamıştır. Bizden önce nasıl ki çok güçlü şairler vardıysa, bizden bir sonraki nesilde de gerçekten güçlü genç şair kardeşlerimiz var. Zaman içerisinde onları da okuyucularımız zaten fark edeceklerdir.
YILDIRAY ÇİÇEK :Her yaştan hayranlarınız olmasına rağmen, özellikle gençler sizin eserlerinize yoğun bir ilgi gösteriyor. Türk milletinin ozanı olarak, Türk gençlerine bu kadar kolay ulaşabilmenizin asıl gerekçeleri nelerdir? Sizce gençler sizin eserlerinizde ne buluyor?
ONLAR GİBİ YAŞADIM
ALİ KINIK: Açık konuşmak gerekirse, ben kendimi yetiştirmek için özel bir çaba sarf ettim. Fakat, her şeyimle, ben o gençlerin arasında yetiştim ve oradan hiç çıkmadım. Onların yaşadığı hayat neyse, aynısını yaşadım. Onlar gibi aşık oldum; onlarla kavgalara girdim; ekmeği, peyniri, zeytini onlarla paylaştım. Yaşadığım hayatı anlattığımda da, o hayat, o duygular onlara çok tanıdık, yakın, hatta aynı geldi. Anlattığım şeylerde kendilerini buldular.
Bir de, gençlerimiz gerçekten çok zeki ve önsezileri kuvvetli. Gerçek olanla yapmacık olan arasındaki farkı hissediyorlar. Estetik olarak da, eskisinden çok daha seçiciler. Ben de buradan yola çıkarak, o çıtayı biraz daha yukarı çekmeyi hedefledim.
Gençler, o tertemiz, hesapsız duygularının karşılığını arıyorlar. Bunu bende buluyorlarsa onur duyarım.
YILDIRAY ÇİÇEK :Yıllardır Türkiye’nin bölünmesi için büyük bir çaba sarf eden bölücüler, belki en rahat dönemini günümüzde yaşamaktadır. Bir milletin bütünlüğünü ve beraberliğini oluşturan en büyük faktörün dil birliği olduğu sosyolojik bir gerçek iken, şu günlerde bölücülerin dil birliğini bozacak eylemleri, başkaldırışları günümüzün en sıcak konusudur. Geçtiğimiz hafta içinde Mersin’de aslında dil tartışmaları ile doğrudan bağlantılı acı bir olay yaşandı. Bir Türkü Cafe’de Kürtçe bilmeyen bir sanatçıdan Kürtçe şarkı söylenmesi istenmiş; bu istek yerine getirilmeyince sanatçı kurşun yağmuruna tutularak öldürülmüştür. Türk milliyetçisi kimliği taşıyan bir sanatçı olarak, bu yaşanan gelişmelere nasıl bakıyorsunuz?
GAFLETTEN UYANMAK ZORUNDAYIZ
ALİ KINIK: Bu ülke açısından utanç verici, aynı zamanda trajik bir hadisedir. Utanç verici diyorum çünkü, bu ve bütün benzeri hadiselerin sebebi, bu haydutlara vermiş oldukları cesarettir. Bu, alçakça ve sınır tanımaz bir şımarıklıktır. Bu millet, hiç vakit kaybetmeden ya bu gafletten uyanmak zorundadır. Aksi halde, hepsinin acilen Kürtçe öğrenmesinde fayda vardır. Bu olayın benim nazarımdaki çözümlenmesi budur.
YILDIRAY ÇİÇEK :Size bir sorumuz da Türkiye’nin son yıllardaki en tartışmalı konusu olan Kürt Açılımı konusunda olacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, birçok sanatçıyı toplayarak “Kürt Açılımını” meşrulaştırmak amacıyla onlar üzerinden propagandalar yapmıştı. Bazı sanatçılar bu propagandalara gönüllü alet oldu. Bir sanatçı olarak, milletin birliğine kast eden bu tür açılımlara karşı sanatçıların nasıl bir duruş sahibi olmasını öneriyorsunuz?
BİZ BU ÜLKENİN SAHİBİYİZ
ALİ KINIK: İlk olarak şunu söyleyeyim ki, bizim o sofralarda gözümüz yoktur. Bizler, kimin sofrasına oturacağımızı biliriz. Menfaat temin edenlerin emir alması kaçınılmazdır. Biz, o “türkücülerin” plastik omurgalarını da biliriz,8 büklüm olabilen karaktersizliklerini de… Tencereye de, kapağa da hayırlı olsun, afiyet olsun. Biz bu milletin evladıyız, bu ülkenin sahibiyiz ve “biz buradayız”. Figüranların rolü çok kısadır.
YILDIRAY ÇİÇEK :Yine sizin çalışmalarınıza dönelim. Büyük ilgi gördüğünü söylediğiniz “Ali Ayşe’yi Seviyor” isimli eseriniz sonrası, önümüzdeki süreçte ne gibi çalışmalara imza atacaksınız? Okuyucularımıza ve dinleyicilerinize biraz bunlardan bahseder misiniz?
DAHA ÇOK YOLUMUZ VAR
ALİ KINIK: Bu milletin meselelerine dair, aşkına, derdine, mücadelesine dair eserler sunmaya devam edeceğiz İnşallah, Allah ömür verdiği sürece.
Bu milletin sesi, çığlığı, sevdası, isyanı neyse, benim sesim de o olacaktır.
YILDIRAY ÇİÇEK : Değerli zamanınızı okurlarımıza ayırdığınız için teşekkür eder, başarılı çalışmalarınızın devamını dileriz.
ALİ KINIK: Size de çok teşekkür ediyorum. Bu kutlu mücadelenizde Allah sizlerin yanında olsun.
Etiketler: Ali Kınık Biz Bu Ülkenin Sahibiyiz Röportaj, Ali Kınık Gafletten Uyanmak Zorundayız Röportaj, Ali Kınık Güçlü Bir Lobimiz Yok, Ali Kınık Hep Kalanlardan Oldum, Ali Kınık Röportaj, Ali Kınık Söyleşi, Yıldıray Çiçek'ın Ali Kınık'la söyleşisi
iyi yayınlar,bir yörük kızı olarak yörükoğluna teşekkürler..mümkünse bozkurttan senden sonrası kıyamettiri dinleyebilirmiyiz?teşekkürler..
çok güzel ve anlamlı bir radyomuzdan ali kınık dan bu şarkıyı çalabilir misiniz lütfennnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn sağolun