ulkucu-sanatcilar-yeni-albumler-tikla ulkucu-sehitler-ulku-ugruna-bolumu Radyo-android-uygulamasi-bozkurtlarfm-tikla Karadeniz Müzikleri

REKLAM ALANI UST-1

BEN AHMET KERSE – KEFENİ BİLE ÇOK GÖRDÜĞÜNÜZ ÜLKÜCÜ ŞEHİT AHMET KERSE

BEN AHMET KERSE – KEFENİ BİLE ÇOK GÖRDÜĞÜNÜZ ÜLKÜCÜ ŞEHİT AHMET KERSE

Ülkücü Şehit Ahmet KERSE Gaziantep’in Oğuzeli ilçesine bağlı Hacar (Yeşildere) Köyü’ndendi. Ülkücü Şehit Ahmet Kerse, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin idam ettiği Ülkücü Ağabeylerimizdendir.

Tutuklu bulunduğu Gaziantep Cezaevi’nin infaz bahçesinde 31 Ocak 1983 tarihinde idam edilen Ahmet Kerse 25 yaşındaydı. Gaziantep Eğitim Enstitüsü Fizik Kimya Biyoloji Bölümü son sınıfında okuyan Ahmet Kerse çok başarılı bir öğrenciydi. Okulunu bitirip iyi bir öğretmen olmak istiyordu. Gaziantep’te yaşanan bir olaydan dolayı ismi geçmiş darbeciler tarafından 1980 yılı Şubat ayında Kilis’te yakalanıp cezaevine götürülmüş işkence ile ifadesi alınmıştı. Adana Cezaevi ve daha sonra Gaziantep E tipi Cezaevine getirilmiş burada 4 yıl 2 ay hapis yatmıştı. Temmuz 1981 tarihinde 12 Eylül İhtilal Mahkemeleri tarafından idam cezasına çarptırıldı.

Ailesinden hiç kimse ile görüştürülmeden gece saat 04: 13 de asılan Ahmet Kerse’nin Ağabeyi Şaban Kerse; kefenlenmeden ve cenaze namazı kılınmadan eşofmanlarıyla birlikte defnedilmişti, defnedildiği yeri çok zor öğrendim diyor.

Ülkücü Şehit Ahmet Kerse’nin Ağabeyi Şaban Kerse;

Kardeşim asılırken bizden hiç kimseye haber vermediler. Gecenin bir yarısında kaldırıp, son bir isteği olup olmadığını sormuşlar. O da abdest alıp namaz kılmak istemiş.
Daha sonra bizden kimseyi göremeyince, ‘aileme haber vermediniz mi?’ demiş.
Astıktan sonra gecenin bir yarısı Gaziantep mezarlığına götürüp kimsesiz gibi eşofmanlarıyla gömmüşler. Bir parça kefeni çok görmüşler.
Hakim Cemal Aksoy vardı. Çalıştığım yerden dolayı tanıyordum. Yanına gittim, görüştüm.
Dirimizi vermediniz, ölümüzü verin dedim Nöbetçi binbaşıdan şartlı imzalı izin aldım. Cenazemizi gömdükleri yerden çıkardım. Annem bayıldı. Biz cenazeyi yıkarken alay komutanının emriyle askerler evin bahçesinde bekledi. Daha sonra kefenleyip, namazını kıldık, şu an Oğuzeli’nde yatıyor.

Ailesine yazdığı bir mektupta bir şiir paylaşmış Ülkücü Şehit Ahmet Kerse. Bu şiirin bir kıtasında yaşadıklarını özetlemiş sanki.

“Yine bir sabaha karşı hücremde
Gözlerimde nem, kollarımda zincir
Önümde demir parmaklık, etraf dikenli tel
Ümit yok, hürriyet için gönlümü almış sel
İdam mahkûmu olmuşum, git ve gel
Zincire vurulan ben Antepli Ahmet.”

Ülkücü Şehit Ahmet Kerse’nin babasına yazdığı son mektupta;

“Rahman ve rahim olan yüce Allah’ın adıyla” diye başladığı son mektubunda babasına seslenen Ahmet Kerse,” Değerli babacığım, sana bu mektup belki son mektubum, son satırlarım olacak. Bir gün hepimizin çıkacağı o ilahi huzura çıkacağız. Ölüm her kula borçtur. Ancak yüce Allah hayırlı ölüm ve imanla gitmek nasip etsin. Size son sözüm ‘benim ölümüm ancak ve ancak Allah rızası için, vatanımın ve milletimin, devletin yok edilmek istendiği bir zamanda, sahipsiz iken sahip çıkmak ve Allah rızasına kavuşmaktır. Şunu herkes bilsin. Ölümümden kimseyi sorumlu tutmayın. Kimseye kırgın ve dargın değilim. Beni seven, soran herkes hakkını helal etsin. Yüce Allah bize şöyle buyurur: And olsun ki sizi can, mal, evlat ve sabırla imtihan edeceğim’… Muhterem babacığım. Başka yazacak bir şey bulamıyorum. Zaten dünya adına konuşma ve yazma ‘fitne doğurur’. Benim amacım Türkiye’mde fitne, küfür, kızıl emperyalizmin oyunlarını bozmak. Şu cennet vatanı ikinci bir Afganistan gibi kale yaptırmamak içindi. Şimdi Allah ve onun kutlu yolcularına teslim ediyorum. İsim yazmaya gücüm yok. Tüm aile fertlerine, anama, akrabalarıma, soranlara ayrı duygularla selam eder, Allah’tan rahmet ve hidayet dilerim. Esselamün aleyküm ve rahmetüllah ve berekatuhu.”

Oğlun Ahmet Kerse

ÜLKÜCÜ ŞEHİT AHMET KERSE

Uykudan uyandırıldı

İdam cezasına çarptırılması üzerine ölüme mahkum edilen diğer sanıklar gibi ayrı bir hücrede tutulan Ahmet Kerse, asılarak infaz edilmek için 31 Ocak 1983 günü saat 03.30’da hücresinden alındı. Hücre dışına çıkartılan Kerse’nin ’uykudan uyandırılmış olması nedeniyle bir mahmurluğunun mevcut olduğu, ilk önce bir irkilme görüldüğü’ belirtilen infaz tutanağında, kısa bir süre sonra da heyecan ve tedirginliğin göze çarpmadığının tespit edildiği ifade edildi. Tutanaklara göre Ahmet Kerse, hükmün infaz edileceği yere çok yakın koridorda, daha önceden hazırlanan masa başına oturtuldu ve hakkındaki idam kararının onaylanıp, infazının Resmi Gazete’de yayımlandığı bildirildi.

İnfaz günü görüşmeci masası alınmış

İnfaz tutanağına göre, Ahmet Kerse ‘Ben gecenin bu saatinde kaldırılıp buraya getirilmemin nedenini ilk başta, yani uyandırıldığım anda hissettim. Keza; bir gün öncesinden, yani sabahleyin hücrenin bulunduğu kısımdaki eşyaların alınmasından dolayı hissettim. Bu saatte uykudan uyandırılınca vaktin geldiğini anladım’ dedi.

Ahmet Kerse’nin, konuşması sırasında heyecan ve direnmeye yönelik bir reaksiyon göstermediği yazılan tutanakta, yüz mimiklerinde bir değişikliğin olmadığı da, kayıt altına alındı.

Son mektubu ailesine verildi

Ahmet Kerse’ye ’son arzusu’nun olup olmadığı ve mümkün olan arzularının yerine getirileceğinin bildirilmesi üzerine babasına mektup yazmak istediği belirtilen tutanakta, iki sayfalık mektubun, incelenmek üzere Gaziantep Cumhuriyet Savcılığı’nca alıkonulduğu yazıldı. Ancak ‘Gözlemci’, mektubun daha sonra ailesine verildiği bilgisini aldığını söyledi.

İstemi üzerine getirilen din görevlisiyle selamlaşıp, görüşen Ahmet Kerse, tutanaklara geçen son sohbetinde “Dini vecibelerimi yerine getirmek istiyorum. Ancak; uykudan yeni kalktığım için, abdestim yoktur. Abdest aldıktan sonra bu işe başlamak istiyorum” dedi.

İdama giderken “devlete zeval gelmesin” dedi

Din görevlisinin ‘Allah hiçbir kulunu merhametinden ve şefkatinden yoksun bırakmasın’ sözünü tekrar ettiği belirtilen Ahmet Kerse’nin dini vecibesini ‘Allah, devlete ve millete zeval vermesin’ sözüyle tamamlandığı anlatılan tutanakta, Kerse’nin “Son olarak arkadaşlarım, cezaevi personeli namına cezaevi müdürü ve cezaevi başgardiyanı ile vedalaşmak, helalleşmek istiyorum” dediği, isteminin de yerine getirildiği yazıldı.

Veda amellerin hitamı sonunda sanki ‘buyurun gidelim’ dercesine bir hava ve duruma girdiği müşehade edildi, akabinde kollarını arkaya alarak en ufak bir direniş dahi göstermeden kelepçelerinin takılmasını bekledi. Kelepçeler takılarak ölüm cezasının, asılacağı sehpanın yerine getirileceği kısma hareket edilerek sehpaya saat 04.13’de çıkarılarak, ip boynuna geçirildi. Hükümlü son söz olarak duasını yapacağını belirtmesi karşısında kendisine duasını yapması için müsaade edildi. Hükümlü ‘Allahu Ekber’ sözcüğünü üç defa tekrarladıktan sonra, dini inançlara göre duasını tamamlamasına müteakip cellat tarafından sandalyesi alınmak suretiyle asıldı.

Ceset 20 dakika ipte asılı kaldığı süre içerisinde doktor tarafından muayenesi yapıldı, öldüğü tespit edildikten sonra saat 04.33’de ceset yere indirildi. Hükümlünün asılmasını müteakip cesedin evvela bir gerilim akabinde kasılmayla birlikte ayaklarının hafif açılmasıyla dizden itibaren yukarıya doğru çekme meydana geldi. Ölümü müteakip diz bağlarının gevşeyerek ayaklarının dizden itibaren sarktığı, ağızdan sıvı mayinin geldiği tespit edildi.

ÜLKÜCÜ ŞEHİT AHMET KERSE’ NİN GAZİANETEP CEZAEVİNDE YAZDIĞI NOT

KENDİ AĞZINDAN…GAZİANTEP CEZAEVİ
Hakime küfrettim. Hakim put! Vicdanı adaletin görkemli sarayından, sarayın mücerret bekçisinden, görünmez koruyucularından azade.. Kişiliği silik…

Benim böylesi muğlak bir kişilikten ne alıp veremediğim var?

Baktı önündeki yazılı müeyyidelere, kırdı kalemi. Küçük dilinin dönmesi ile çıkardığı kahkahayı duydum. Onun haline güldüm. Güya sinsi gülüyor.

O kim, bilmem ne maddesi kim? Her şeyin vasıta olduğu bu dünyada, oluşlara basamaklık edenlere kızmaya hiç gerek yok.

Doğru olan, gücün ve tedbirin kar etmediği yerde durup tevekkül etmek, her daim ona sığınmaktır. Karanlığı aydınlık bilmek, mutlu olmasını öğrenmektir.

Her zaman ve mekanda Yüce Allah’a dayanmak biricik yol. Tabii yol bilene!

Allah’a iyi bir kul olmalıyım. Bütün uğraşım, çabam bu yönde olmalı. Şayet nasipse şahadet şerbeti içmek, beni bu mertebeye getiren mazimle övünmeliyim.

Şehid olmak her er kişiye nasip değil! Bil kıymetini!

Bu büyük mertebeye ulaşmak için, Allah’ın sevgilisinden, Bedir harbine katılmak için izin isteyen sahabenin çırpınışları unutulur mu?

Cennet müjdelenmiş. “Ağaçları altında ırmaklar akan” güzide köşeler…

Hakikat bu!

Geçici zevklerin süslediği ve hayal olarak hafızalarda silikleşen, anlık dürtülerin ürünü, anlık süprüntülerin ne ehemmiyeti, ne kıymeti vardır?

Mutlak mutluluğa gark olmak varken, izafi saadetin çeşnisine kapılıp, kanmak, kandırılmak ne ayıp bir şey! Çok kötü bir hali

Hayır! kanmadım, kanmayacağım.!

O gün yeniden dirilişimdir, pak ve saf halimle. O an ölmek değil, yaşamaktır.

“Allah yolunda ölenleri ölü bilmeyiniz… Onlar diridirler!

“… Onlara cennet müjdelenmiştir.”

Virajı dönmek ve has bahçesinin güllerini derlemek… Derleyeceğim renk renk gülleri sonra da koklayacağım doyasıya..

Ben ilk değilim. Uzayan zincirin bir halkası olacağım. Ardım sıra bu zincirin bir halkası olabilmek için didinenler, çalışanlar çok. Heyecanlı bekleşen kalabalık var.

Allah’ın eli! Bu davanın üzerinde.

Tökezlemek, sürünmek, yakalanmak yok.

Sinemiz demir, yüreğimiz çelik, kötülükleri boğmak, iyilikleri yaşatmak İçin hep mücadele, hep mücadele… Bir an olsun bile gaflet uykusunda kalmak yok.

Gafleti sevmek, şeytanın çelmelerine kanmak ölümdür. Gerçek Ölüm!

Doğruyu insanlara duyurmak için savaşmak lazımdır…

Anam köyde. Son günler sık sık rüyama girer oldu. Ağlamaz anam hep güler. Bir şehid anası olacak, keyfi bu yüzden. Heyecanı, gönlündeki haz ılıklığı bu sebepten…

Titrer anam, elleri ile bazı kereler yüzünü örter. Ben idam sehpasına yürürken anam karalar bağlamaz. Bilir, inanır ki, oğul ölmedi, yaşıyor. Bu dünya hancıların konakladığı bir misafirhane.

Buradan göç eden bir başka alemde, ebedi yurt evinde yaşar.

Anam yeşil yemenisini hiç başından eksik etmez. Allah örtünün dediği için Örtünür. Anam ülkü sahibi yiğitleri över.

Babam da öyle. Babam süslü hayat yaşamak uğruna zillet, illete boyun eğen bel kıvıran, yılanlaşan insanları sevmez.

Kötülerin baş düşmanıdır.

İnsan Allah’a inanmadıkça, yüce ülküleri yakalamak için cehd ve gayret sarfetmedikce o adama insan denmez.

Hele halife hiç denmez. Her adam insan değil, her insan da halife değil! Bu biline!

Sabırsızım, içimde sevinç coşkusu, kulaklarımda Kur’an kıratı… Ben uçmak istiyorum, uzaklara, pak mekanlara, gül ekenlere, çiçek dikenlere uçmak…

Bükülmeyeceğim, kırılmayacağım. Bu emanet olan “ben”i yüce yaradanıma helali ile teslim edeceğim.

Ölsem bile ölmeyeceğim. Varın siz anlayın!

Ben insanlara dayanmadım ki, yıkılayım, insancıklardan medet ummadım ki, zarara ziyana gireyim.
Ezel ve ebed olan Yüce Mevla’ya gönül verdik.

Onun içindir ki, bu dava sönmez, bitmez, çapulcuların çökmesinden, kaçmasından etkilenmez…

İlay-ı kelimetullah! diyen diller lal olmaz.
Allah diye inleyen güller solmaz.
Tekbir getiren, teşbih eden güller solmaz.
Susmayacak Hakk’ın dili!”

Ahmet Kerse, (Gaziantep Cezaevi)

Onlar Hayatlarının Baharlarında İkbal Peşinde Koşmayıp,Ülkelerinin Bölünmemesi İçin Can verdiler.Onlar Örnek Alacagımız Can Ülküdaşlarımız ! Ahde Vefa Bize Onlardan kalan Miras.Peygamberimize Komşu Oldular.
Bugün Onları Rahmet ve Minnetle Yad ediyor,Şükranla Anıyoruz.
RADYO BOZKURTLAR FM
Şehitlerimizin aziz ruhları için bir Fatiha’yı esirgemeyelim
VE BİNLERCE ÜLKÜCÜ ŞEHİDİMİZİ UNUTMADIK VE UNUTTURMAYACAĞIZ !
RUHLARI ŞAD MEKANLARI CENNET OLSUN…ŞEHİTLERİMİZ İÇİN EL FATİHA
Yazı Ve Resimler : Türkmenoğlu Nihat Paran – Kırıkkale / Türkiye

YASAL UYARI:Bu sayfalarda yayinlanan hic bir yazi, gorsel, resim, analiz ve kullanicilara sunulan diger materyal izin alinmadan bir baska web sitesinde, yazili veya gorsel basin organlarinda yayinlanamaz. Bu sayfalarda yayinlanan bilgi, gorus, yorum, haber veya oneriler nedeniyle ortaya cikacak ticari kazanc veya kayiplardan sorumluluk kabul edilmez. Buradaki yazi, gorus ve yorumlar sayfa ziyaretcilerini veya sahislari sadece ve sadece bilgilendirme niteligi tasimaktadir.Bozkurtlar Fm Tum Yasal Haklarini Sakli Tutmaktadir.Yasal Uyariyi Dikkate Almayan Web Sitesi Sahipleri Hakkinda Bozkurtlar FM Avukati gerekli yasal islemleri baslatma hakkina sahiptir…SİZİN SESİNİZ SİZİN RADYONUZ BOZKURTLAR FM 2009-2023

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,



0 Yorum YAPILMIS “ BEN AHMET KERSE – KEFENİ BİLE ÇOK GÖRDÜĞÜNÜZ ÜLKÜCÜ ŞEHİT AHMET KERSE ” iCiN




Not: Yorumunuz uygun gorulur ise onaylanip yayinlanacaktir.

GENEL,ÜLKÜCÜ ŞEHİTLERİMİZ Kategorisindeki Diger Yazilar

HÜSEYİN COŞKUN Ülkücü Şehit 12 Aralık 1979

ÜLKÜCÜ ŞEHİT HÜSEYİN... 

HÜSEYİN GÖNEN Ülkücü Şehit 10 Aralık 1978

ÜLKÜCÜ ŞEHİT HÜSEYİN... 

İLHAMİ GÖKKOCA -Ülkücü Şehit 21 Kasım 1979

ÜLKÜCÜ ŞEHİT İLHAMİ... 

ATİLLA KURTULUŞ Ülkücü Şehit 10 Kasım 1978

ÜLKÜCÜ ŞEHİT ATİLLA... 

ASLAN SİVRİ Ülkücü Şehit 8 Kasım 1979

ÜLKÜCÜ ŞEHİT ASLAN... 


  • REKLAM ALANI 240X500 SAG

  • FIRAT YILMAZ CAKIROĞLU

  • REKLAM ALANI SAG 240X250

  • Baglantilar

    

    RADYO BOZKURTLAR FM - SiZiN SESiNiZ SiZiN RADYONUZ 2009 - 2024 - turk-gokturkce-turk